15 Ocak 2015 Perşembe

OSMANLI DÖNEMİ ŞEHİTLERİMİZ

  Nihat YALDIZ
  Tarih Araştırmacısı



        I.Dünya savaşında (1914-1918 ) Osmanlı devleti  birçok cephede savaşmıştı.Bu savaşa Alaçam'dan  katılan askerlerimiz büyük kısmı  Şark  ve Irak cephesine gönderilmiştir.Şark (Kafkas) cephesinde Ruslarla savaştık.Irak cephesinde Kuttü'l Amare'de İngilizlerle savaştık.
Alaçam'dan savaşa katılmış bir çok askerimizin ismini henüz tespit edemedik.
Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.

*Osmanlı dönemi şehitlerimizle ilgili detaylı bilgiler aşağıda tabloda verilmiştir. 
           ADI
BABA ADI
LAKÂBI
KÖYÜ
DOĞUM YILI
ÖLÜM TARİHİ
ŞEHİT OLDUĞU  YER
SAVAŞTIĞI CEPHE
ABDUL-KADİR
MEHMET
YUSUFKAHYA OĞULLARI
ETYEMEZ
1885
31/10/1331
(1916)
KUTTU'L AMARE'DE
IRAK CEPHESİ
DURSUN
OSMAN
KİLLİK OĞULLARI
KİLLİK
1893
03/11/1332
(1917)
KUTTÜ'L-AMARE'DE İMAM MEHMET MINTIKASINDA
IRAK CEPHESİ
HAMDİ
HURŞİT
ZEYTİNKÖY
00/11/1330
(1915)
SARIKAMIŞ MUHAREBESİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
ŞERİF
ALİ
SÜLEYMAN OĞULLARI
ZEYTİNKÖY
1894
01/06/1331
(1915)
ERZURUM HİLAL-İ AHMER HASTAHANESİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
MEHMET
AHMET
YÜZÜKÇÜ OĞULLARI
ALİDEDEBÖLMESİ
1876
16/11/1332
(1917)
HARŞİDDE
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
HÜSEYİN
HASAN
YAYLA OĞULLARI
ALİDEDEBÖLMESİ
1876
28/06/1332
(1916)
ÇAKIRLAR MEVKİİNDE EŞKİYALAR TARAFINDAN
BEKİR
TERAKOÇ
KARLI
1879
16/04/1331
(1915)
ERZURUM HAFİF MECRUHİN HASTAHANESİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
MEHMET
DURSUN
YUKARIELMA
1886
08/02/1332
(1915)
18.KOLORDU 3.SEYYAR HASTAHANESİ
IRAK CEPHESİ
AHMET
MUSTAFA
DERVİŞ OĞULLARI
TAŞKELİK
1895
21/11/1331
(1916)
18.KOLORDU 52.FIRKA SIHHİYE BÖLÜĞÜ
IRAK CEPHESİ
HÜSEYİN
ALİ
İĞLANCI OĞULLARI
TAŞKELİK
1880
01/05/1332
(1916)
HÖYÜK SIRTLARINDA
MEHMET
DURSUN
TAŞKELİK
1886
02/10/1332
(1916)
FELAHİYE MUHAREBESİ
IRAK CEPHESİ
ŞÜKRÜ
İSMAİL
AKINCA OĞULLARI
TAŞKELİK
1888
08/09/1332
(1916)
KESTANE BELİ ALTINDA
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
OSMAN
HASAN
KILLI OĞULLARI
YUKARIKOÇLU
25/01/1332
(1916)
AHUDE
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
HÜSEYİN
HIDIR
BAYRAM OĞULLARI
YUKARIKOÇLU
1891
29/10/1331
(1916)
İLERİ MEVZİDE
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
SALİH
NAZİF
MENTEŞE OĞULLARI
KIZLAN
1896
09/12/1332
(1917)
FELAHİYE MUHAREBESİ
IRAK CEPHESİ
ALİ
HÜSEYİN
PELİTBÜKÜ
1893
12/10/1330
(1914)
OLTU MUHAREBESİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
HASAN
HASAN
HÜSEYİN OĞULLARI
PELİTBÜKÜ
1894
08/10/1331
(1915)
FELAHİYE MUHAREBESİ
IRAK CEPHESİ
HASAN
MEHMET
MUTTALİP OĞULLARI
PELİTBÜKÜ
1894
03/10/1331
(1915)
KUTTU'L AMARE'DE
IRAK CEPHESİ
MUSTAFA
AHMET
PELİTBÜKÜ
1894
21/05/1331
(1915)
MEYDAN HARBİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
RAMAZAN
HASAN
ALAÇAM
1894
21/05/1331
(1915)
MEYDAN HARBİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
VEYSEL
HÜSEYİN
ALAÇAM
1890
21/05/1331
(1915)
MEYDAN HARBİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
HÜSEYİN
MEHMET
ALAÇAM
1893
12/10/1330
(1914)
OLTU MUHAREBESİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
İBRAHİM
ALİ
ALAÇAM
22/05/1331
(1915)
MEYDAN HARBİ
ŞARK(KAFKAS) CEPHESİ
MUHARREM
AHMET
HAYDAR OĞULLARI
ALAÇAM
1893
09/02/1332
(1917)
FELAHİYE MUHAREBESİ
IRAK CEPHESİ
OSMAN

ÖMER
KELAZ OĞULLARI
ALAÇAM
1876
14/03/1332
(1917)
MÜSADEMEDE
IRAK CEPHESİ
Görev Şehitlerimiz
           ADI
BABA ADI
LAKÂBI
KÖYÜ
DOĞUM YILI
ŞEHİT OLDUĞU TARİH
ŞEHİT OLDUĞU YER
HÜSEYİN
VELİ
KÖSE OĞULLARI
ALAÇAM
18/09/1890
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ
OSMAN
MAHMUT
BEKİR OĞULLARI
ALAÇAM
18/09/1890
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ








İstiklal Harbi Şehitlerimiz
İstiklal Harbi 1918-1922 yılları arasında yapılmıştır.Bu savaşta Garp (Batı) cephesinde Yunanlılarla, Şark (Doğu) cephesinde Ermenilerle, Güney cephesinde Fransızlarla savaştık.İtalyanlar Konya ve Antalya çevresini işgal etmişlerdi.İngilizler İstanbul'u işgal etmişler, Samsun'a da asker çıkarmışlardı.
İstiklal Harbinde yapılan savaşların isimleri sırasıyla şöyledir:
1.I.İnönü savaşı 6-10 Ocak 1921
2.II. İnönü savaşı 23 Mart - 1 Nisan 1921
3.Kütahya - Eskişehir Muharebeleri 10 Temmuz- 24 Temmuz 1921
4.Sakarya savaşı 23Ağustos -13 Eylül 1921
5.Büyük Taarruz Başkumandanlık Meydan Muharebesi 26 Ağustos -18 Eylül 1922



           ADI
BABA ADI
LAKÂBI
KÖYÜ
DOĞUM YILI
ŞEHİT OLDUĞU TARİH
ŞEHİT OLDUĞU YER
SAVAŞTIĞI CEPHE
AHMET
SALİH
ALİ OĞULLARI
ALAÇAM
1890
27/08/1338
ÇİĞİLTEPE HARBİ
GARP CEPHESİ
BAYRAM
ALİ
TARAK OĞULLARI
ALAÇAM
1898
16/08/1338
BANDIRMA HARBİ
GARP CEPHESİ
MEHMET
SÜLEYMAN
KARGA OĞULLARI
AKGÜNEY
1893
21/07/1337
SEYİTGAZİ HARBİ
GARP CEPHESİ
ŞAKİR
ARİF
KELEŞ OĞULLARI
KARAÇUKUR
1896
02/09/1337
MEZAR TEPEDE
GARP CEPHESİ
ALİ
HÜSEYİN
KARAOSMAN OĞULLARI
PELİTBÜKÜ
30/08/1337
ÇALTEPEDE
GARP CEPHESİ
HÜSEYİN
OSMAN
MADEN OĞULLARI
PELİTBÜKÜ
1899
16/07/1337
DUAKÖY HATTINDA
GARP CEPHESİ
OSMAN
SÜLEYMAN
PELİTBÜKÜ
1900
03/11/1337
MAHMUDİYE HASTAHANESİ
GARP CEPHESİ
ALİ
HÜSEYİN
TUĞNAN OĞULLARI
TAŞKELİK
1898
29/08/1337
ÇALDAĞI MUHAREBESİ
GARP CEPHESİ
ŞEFİK
AHMET
KARAALİ OĞULLARI
TAŞKELİK
1896
00/10/1335
MEYDAN-I HARPDE
HASAN
ÖMER
ALİAĞA OĞULLARI
TOPLU
1897
25/08/1337
TOPUZOĞLU HARBİ
ALİ
HASAN
ÇORKUN OĞULLARI
YUKARIKOÇLU
1892
26/08/1338
HANKIL MAH.
MEHMET
ALİ
YUKARIELMA
1897
29/08/1338
KOCAELİ 1.ORDU HASTAHANESİ
GARP CEPHESİ




*Kaynak:http://www.msb.gov.tr/arsiv/phpscr/Sehitler.php


Falih Rıfkı Atay’ın   Zeytindağı kitabından  bir bölüm

''ALLAHA ISMARLADIK
...

Bir sabah kumandanın odasına girdiğim zaman (Cemal Paşa), gözlerinin ağlamaktan yorulmuş olduğunu gördüm: Kudüs İngilizlerin elinde idi.
Oradaki son Türklerin nasıl kahramanca vuruştuklarını masanın üstünden aldığım şifreli telgraftan okudum. Kudüsü İsrailoğulları gibi bırakmadık. Türkler gibi bıraktık.Nebi Samoil üstünden Müslüman veya Hıristiyan mabetlere doğru inenler, Türklerin son gününü hatırlıyacaklardır.
Karargah içinde: “Kudüs düştü!” sözü ölüm haberi gibi yayıldı. Daha şimdiden Beyrut’a, Şam’a, Haleb’e göz yaşlarımızı hazırlamak lazımdı.
Artık yalnız Anadolu’yu ve İstanbul’u düşünüyorduk. İmparatorluğa, onun bütün rüyalarına ve hayallerine Allahaısmarladık!.
Zeytindağı’nın çamları arasından, güneşi hiç sönmiyecek, hiç akşam gölgesi görmiyecek gibi bakan Lut çukuru, şimdi bütün İmparatorluğu, içine çeken bir mezar gibi genişleyip derinleşiyor.
Eşyam ve kağıtlarımı bavuluma yerleştiriyorum. Artık Şam’dan ayrılıyoruz. Cemal Paşa İstanbul’da istifa edecektir.
Tren giderken iki tarafımızda Suriye ve Lübnan’ı sanki safra gibi boşlatıyoruz. 
kendimizi Anadolu köylerinin arasında Kudüs’süz, Şam’sız, Lübnan’sız, Beyrut’suz ve Haleb’siz, öz can ve öz ocak kaygısına boğulmuş, öyle perişan bulacağız.
Kumandanım harap Anadolu topraklarını gördükçe:
-Keşke vazifem buralarda olsaydı, diyor.Keşke vazifesi oralarda olsaydı. Keşke o altın sağnağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terk edilmiş vatan parçası üstünden geçseydi!-Eğer kalırsam, diyor; bütün emelim Anadolu’da çalışmaktır.

Eğer kalırsa, eğer bırakılırsa..Anadolu hepimize hınç, şüphe ve güvensizlikle bakıyor. Yüzbinlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya, şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene:
-Benim Ahmed’i gördünüz mü? diyor.

Hangi Ahmed’i? Yüz bin Ahmed’in hangisini?

Yırtık basmasının altından kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun, İstanbul yolunun aksini gösteriyor:
-Bu tarafa gitmişti, diyor.
O tarafa ? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı Bağdad’a mı?
Ahmed’ini buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepsinden kurtulmuşsa, Ahmed’ini görsen ona da soracaksın:
-Ahmed’imi gördün mü?
Hayır.. Hiçbirimiz Ahmed’ini görmedik. Fakat Ahmed’in herşeyi gördü. Allah’ın Muhammed’e bile anlatamadığı cehennemi gördü.
Şimdi Anadolu’ya, batı’dan, doğu’dan, sağdan, soldan bütün rüzgarlar bozgun haykırışarak esiyor. Anadolu demiryoluna, şoseye, han ve çeşme başlarına inip çömelmiş oğlunu arıyor.
Vagonlar, arabalar, kamyonlar, hepsi, ondan, Anadolu’dan utanır gibi, hepsi İstanbul’a doğru, perdelerini kapamış, gizli ve çabuk geçiyor.
Anadolu Ahmed’ini soruyor. Ahmed, o daha dün bir kurşun istifinden daha ucuzlaşan Ahmed, şimdi onun pahasını, kanadını kısmış, tırnaklarını büzmüş, bize dimdik bakan ana kartalın gözlerinde okuyoruz.
Ahmed’i ne için harcadığımızı bir söyliyebilsek, onunla ne kazandığımzı bir anaya anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek… Fakat biz Ahmed’i kumarda kaybettik..''








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder