1 Ocak 2015 Perşembe

Dütmene Kış İnmiş/Dağ Köylerinde Kış

Oymağ-ı Gökçeağaç'tan   Dürtmen tepesinin görünüşü




Kış, mevsim adıdır elbette... Ama köylerimizde yaşlılar, kara kış derler. Sabahleyin sağımı yapılan ineklerle hayvanlar otlağa, yaylaya veya mezraya götürülür.İşte bu götürme işini yapan kişi  köy dışına çıkan ilk  kişidir. O gün köyde, yüksekte bir mevkiden görülür Dütmen tepesi. Bazı yörelerden Dürtmen  tepesinin  etekleri ve eteklerindeki köyler görülürken, bazı yörelerden ise sadece tepesi görülür.
 İlk kar; Dürtmene yağar, Alaçam’da. Hangi ay diye sorarsan ne desem tutturamam sana. Ekim, Kasım’dır çoğunlukla. Ekim ayında odun hazırlığı yapılır, odunlar; kesilir, taşınır, kırılır, evlerin önüne, merdiven atlarına dizilir teker teker. Un, şeker, çay, yağ gibi olmazsa olmaz erzaklar yazdan temin edilir, kar yağdı mı ne zaman karın  kalkacağı belli olmaz çünkü.
 Ahşap evlerde, yanan ocak başında pencereden yağan karı izlemek gibisi yoktur, bu herkese nasip olmaz. 
Domuz, tavşan avı yapılır günlerce, her akşam bir köyde misafir kalınır, akşam yemeğinden sonra çay ikramı, yanında Kül çöreği ikram edilir. Geceler uzundur sohbet koyulaşıp gece yarısını geçince yatsılık denen bir yemek verilir yağlı çörek yapılır, çayla ikram edilir yine. 
Yazın yoğun iş temposundan sohbete, ziyarete fırsat bulamayanlar için idealdir kış ayları. Elbette zor tarafları  da vardır. Kışın; hasta, doğum, ölüm gibi olaylar meşakkat verir, köylüler toplanacak çığır açacak, zor  yollardan ilçeye gidilecek.Bu olaylar eskiden göç sebeplerinden biri olmuştur. Günümüzde ise kar eskisine göre az yağar.Ayrıca  yol ve ulaşım şartları iyileşmiştir. 
 Kış aylarının gecelerinde ,  gaz lambasının ışığında oturulur, ot-ıhlamur çayı içilirdi, misafir geldi mi löküs yakılır, karaçay denen çaykur çayı içilirdi. Küçükler, diz çöküp büyüklerin  hatıralarını dinler, anlatılanlardan  nasihat alırlardı.İnsanların birbirine karşı hürmeti muhabbeti vardı. 
Bugün elektriğimiz var, yolu açan belediyemiz var, uzun kış geceleri için internetimiz var ama; küçükle büyük arasında nesil çatışması var saygı yok sevgi yok. Televizyona akıllı telefona esir olmuş bireyler var. Teknoloji bizden kültürü aldı demek zorundayım maalesef. Elektrik gittiğinde çoğu şeyi anlayacağız...    Ahmet SEL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder