|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ALAÇAM TARİH ARAŞTIRMALARI
SAMSUN'UN İLÇESİ ALAÇAM'IN SİYASİ, SOSYAL VE KÜLTÜR TARİHİ ÜZERİNE ÇALIŞMALAR. www.alacamtarihi.com
24 Şubat 2015 Salı
1922 yılı Alaçam Nahiyesi Pontus Faaliyetleri Raporu
11 Şubat 2015 Çarşamba
27 Ocak 2015 Salı
25 Ocak 2015 Pazar
GÖKÇEAĞAÇ OYMAĞI KÖYÜNÜN MAHALLELERİ
Hazırlayan: Ahmet SEL
Gökçeağaç : Gökçeağaçoymağı'nın merkez köyüdür. 1600 yılı kayıtlarında Mandırçay olarak geçer. Yöresinde köy odası bulunan tek mevkiidir. Altı kez savaş,salgın hastalık ve saldırıdan dolayı köy statüsünü yitirmiş, merkezi mevki olma sebebiyle çevre köylerden aileler yerleştirilmiştir. Adını halk tarafından gökçelik olarak bilinen gökçeağaçlardan almıştır.Bundan dolayı köyümüze Gökçeağaç denmiştir. Gökçe ağaç, yörede ahır, toprak zemin, harman yeri gibi yerlerin süpürülmesinde kullanılır. Halende bu mevkiide gökçeağçlar çoktur.Köyümüz, Oymağı gökçeağaç olarakta zikredilir.
Arıcan (Arıçalı) : .Alaçam Alemet(Umutlu) dan gelen bir kabile Yalak Dağında Güdülköy mevkiine yerleşir. bir müddet sonra bu kabile sivrisinek istilasından dolayı bugünkü mevkiiye yerleşir. bu kabilenin o dönemde çokca arı kovanı vardır ve bir gece bütün arı kovanları çalınır. bu olay üzerine mevkiiye Arıçan Arıçalı denmiştir.
Hıdır : Adını Hızır Aleyhiselamdan alır. Harman ayında (agustos) buyuk bir kıtlık olmuş, Hızır AS. gelmiş mahsulu eline almış, dua etmiş bolluk oluş. Hızır As. bu köyde göründüğünden Hızırköy denmiş sonradan halk arasında Hıdır olmuştur.
Kemik : köy eski yeri kendi mevkii mezarlığı yakınından şuanki yerine taşınmıştır. Bugünkü yeri Rumlardan kalma eski bir köy olma sebebiyle her tarlada çift sürme işleminde mezarlar çıkmış insan kemikleri ile karşılaşılmıştır, bu sebepten dolayı kemikliköy/kemikköy denmiştir.
Atköy (Aliköy) : başıboş atların yayıldığı yer olarak bilindiğinden Atköy denmiş Cumhuriyet sonrası resmi kayıtlara o dönem köyde bulunan Ali Dursun tarafından Aliköy olarak geçirtilmiştir.
Kuzlar : Güneş görmeyen gölge anlamına gelmektedir. ismini coğrafi özelliğine göre almıştır.
Öteköy (Kepekli) : Orta kuzlar olarakta bilinir. bazı resmi kayıtlarda Kuzlar ile beraber anılır. Kuzlara bağlı kuzlardan ötede olduğu için Öteköy halkıda Eteköy demiştir.
Kısrakçı : Kuşkiraz ve Kısraçlı'da denir.
Kozulca (Kozluca) : Ceviz anlamına Koz sözcüğünden gelir yani Ceviz cevizli yer anlamında kullanılır. halk Kozulca olarak zikreder
Köprü : heniz bir bilgi ve beyana ulaşılamadı.
Adüllü (Adilli) : Adiloğlu olarakta bilinir. muhtemel köyü kuran aile veya aile resi adıdır.
Çay Yanı : çaya sıfır mesafe yakınında olan bir yerleşim birimidir.
Arıcan (Arıçalı) : .Alaçam Alemet(Umutlu) dan gelen bir kabile Yalak Dağında Güdülköy mevkiine yerleşir. bir müddet sonra bu kabile sivrisinek istilasından dolayı bugünkü mevkiiye yerleşir. bu kabilenin o dönemde çokca arı kovanı vardır ve bir gece bütün arı kovanları çalınır. bu olay üzerine mevkiiye Arıçan Arıçalı denmiştir.
Hıdır : Adını Hızır Aleyhiselamdan alır. Harman ayında (agustos) buyuk bir kıtlık olmuş, Hızır AS. gelmiş mahsulu eline almış, dua etmiş bolluk oluş. Hızır As. bu köyde göründüğünden Hızırköy denmiş sonradan halk arasında Hıdır olmuştur.
Kemik : köy eski yeri kendi mevkii mezarlığı yakınından şuanki yerine taşınmıştır. Bugünkü yeri Rumlardan kalma eski bir köy olma sebebiyle her tarlada çift sürme işleminde mezarlar çıkmış insan kemikleri ile karşılaşılmıştır, bu sebepten dolayı kemikliköy/kemikköy denmiştir.
Atköy (Aliköy) : başıboş atların yayıldığı yer olarak bilindiğinden Atköy denmiş Cumhuriyet sonrası resmi kayıtlara o dönem köyde bulunan Ali Dursun tarafından Aliköy olarak geçirtilmiştir.
Kuzlar : Güneş görmeyen gölge anlamına gelmektedir. ismini coğrafi özelliğine göre almıştır.
Öteköy (Kepekli) : Orta kuzlar olarakta bilinir. bazı resmi kayıtlarda Kuzlar ile beraber anılır. Kuzlara bağlı kuzlardan ötede olduğu için Öteköy halkıda Eteköy demiştir.
Kısrakçı : Kuşkiraz ve Kısraçlı'da denir.
Kozulca (Kozluca) : Ceviz anlamına Koz sözcüğünden gelir yani Ceviz cevizli yer anlamında kullanılır. halk Kozulca olarak zikreder
Köprü : heniz bir bilgi ve beyana ulaşılamadı.
Adüllü (Adilli) : Adiloğlu olarakta bilinir. muhtemel köyü kuran aile veya aile resi adıdır.
Çay Yanı : çaya sıfır mesafe yakınında olan bir yerleşim birimidir.
15 Ocak 2015 Perşembe
OSMANLI DÖNEMİ ŞEHİTLERİMİZ
Nihat YALDIZ
Tarih Araştırmacısı
I.Dünya savaşında (1914-1918 ) Osmanlı devleti birçok cephede
savaşmıştı.Bu savaşa Alaçam'dan katılan askerlerimiz büyük kısmı Şark
ve Irak cephesine gönderilmiştir.Şark (Kafkas) cephesinde Ruslarla
savaştık.Irak cephesinde Kuttü'l Amare'de İngilizlerle savaştık.
Alaçam'dan savaşa katılmış bir çok
askerimizin ismini henüz tespit edemedik.
Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.
*Osmanlı dönemi şehitlerimizle ilgili
detaylı bilgiler aşağıda tabloda verilmiştir.
ADI
|
BABA ADI
|
LAKÂBI
|
KÖYÜ
|
DOĞUM YILI
|
ÖLÜM
TARİHİ
|
ŞEHİT
OLDUĞU YER
|
SAVAŞTIĞI
CEPHE
|
||||||||
ABDUL-KADİR
|
MEHMET
|
YUSUFKAHYA
OĞULLARI
|
ETYEMEZ
|
1885
|
31/10/1331
(1916)
|
KUTTU'L
AMARE'DE
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
DURSUN
|
OSMAN
|
KİLLİK
OĞULLARI
|
KİLLİK
|
1893
|
03/11/1332
(1917)
|
KUTTÜ'L-AMARE'DE
İMAM MEHMET MINTIKASINDA
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
HAMDİ
|
HURŞİT
|
ZEYTİNKÖY
|
00/11/1330
(1915)
|
SARIKAMIŞ
MUHAREBESİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
||||||||||
ŞERİF
|
ALİ
|
SÜLEYMAN
OĞULLARI
|
ZEYTİNKÖY
|
1894
|
01/06/1331
(1915)
|
ERZURUM
HİLAL-İ AHMER HASTAHANESİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
||||||||
MEHMET
|
AHMET
|
YÜZÜKÇÜ
OĞULLARI
|
ALİDEDEBÖLMESİ
|
1876
|
16/11/1332
(1917)
|
HARŞİDDE
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
||||||||
HÜSEYİN
|
HASAN
|
YAYLA
OĞULLARI
|
ALİDEDEBÖLMESİ
|
1876
|
28/06/1332
(1916)
|
ÇAKIRLAR
MEVKİİNDE EŞKİYALAR TARAFINDAN
|
|||||||||
BEKİR
|
TERAKOÇ
|
KARLI
|
1879
|
16/04/1331
(1915)
|
ERZURUM
HAFİF MECRUHİN HASTAHANESİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
MEHMET
|
DURSUN
|
YUKARIELMA
|
1886
|
08/02/1332
(1915)
|
18.KOLORDU
3.SEYYAR HASTAHANESİ
|
IRAK
CEPHESİ
|
|||||||||
AHMET
|
MUSTAFA
|
DERVİŞ
OĞULLARI
|
TAŞKELİK
|
1895
|
21/11/1331
(1916)
|
18.KOLORDU
52.FIRKA SIHHİYE BÖLÜĞÜ
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
HÜSEYİN
|
ALİ
|
İĞLANCI
OĞULLARI
|
TAŞKELİK
|
1880
|
01/05/1332
(1916)
|
HÖYÜK
SIRTLARINDA
|
|||||||||
MEHMET
|
DURSUN
|
TAŞKELİK
|
1886
|
02/10/1332
(1916)
|
FELAHİYE
MUHAREBESİ
|
IRAK
CEPHESİ
|
|||||||||
ŞÜKRÜ
|
İSMAİL
|
AKINCA
OĞULLARI
|
TAŞKELİK
|
1888
|
08/09/1332
(1916)
|
KESTANE
BELİ ALTINDA
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
||||||||
OSMAN
|
HASAN
|
KILLI
OĞULLARI
|
YUKARIKOÇLU
|
25/01/1332
(1916)
|
AHUDE
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
HÜSEYİN
|
HIDIR
|
BAYRAM
OĞULLARI
|
YUKARIKOÇLU
|
1891
|
29/10/1331
(1916)
|
İLERİ
MEVZİDE
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
||||||||
SALİH
|
NAZİF
|
MENTEŞE
OĞULLARI
|
KIZLAN
|
1896
|
09/12/1332
(1917)
|
FELAHİYE
MUHAREBESİ
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
ALİ
|
HÜSEYİN
|
PELİTBÜKÜ
|
1893
|
12/10/1330
(1914)
|
OLTU
MUHAREBESİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
HASAN
|
HASAN
|
HÜSEYİN
OĞULLARI
|
PELİTBÜKÜ
|
1894
|
08/10/1331
(1915)
|
FELAHİYE
MUHAREBESİ
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
HASAN
|
MEHMET
|
MUTTALİP
OĞULLARI
|
PELİTBÜKÜ
|
1894
|
03/10/1331
(1915)
|
KUTTU'L
AMARE'DE
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
MUSTAFA
|
AHMET
|
PELİTBÜKÜ
|
1894
|
21/05/1331
(1915)
|
MEYDAN
HARBİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
RAMAZAN
|
HASAN
|
ALAÇAM
|
1894
|
21/05/1331
(1915)
|
MEYDAN
HARBİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
VEYSEL
|
HÜSEYİN
|
ALAÇAM
|
1890
|
21/05/1331
(1915)
|
MEYDAN
HARBİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
HÜSEYİN
|
MEHMET
|
ALAÇAM
|
1893
|
12/10/1330
(1914)
|
OLTU
MUHAREBESİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
|||||||||
İBRAHİM
|
ALİ
|
ALAÇAM
|
22/05/1331
(1915)
|
MEYDAN
HARBİ
|
ŞARK(KAFKAS)
CEPHESİ
|
||||||||||
MUHARREM
|
AHMET
|
HAYDAR
OĞULLARI
|
ALAÇAM
|
1893
|
09/02/1332
(1917)
|
FELAHİYE
MUHAREBESİ
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
OSMAN
|
ÖMER
|
KELAZ
OĞULLARI
|
ALAÇAM
|
1876
|
14/03/1332
(1917)
|
MÜSADEMEDE
|
IRAK
CEPHESİ
|
||||||||
Görev Şehitlerimiz
ADI
|
BABA ADI
|
LAKÂBI
|
KÖYÜ
|
DOĞUM YILI
|
ŞEHİT OLDUĞU TARİH
|
ŞEHİT OLDUĞU YER
|
HÜSEYİN
|
VELİ
|
KÖSE OĞULLARI
|
ALAÇAM
|
18/09/1890
|
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ
|
|
OSMAN
|
MAHMUT
|
BEKİR OĞULLARI
|
ALAÇAM
|
18/09/1890
|
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ
|
İstiklal Harbi
Şehitlerimiz
İstiklal Harbi 1918-1922 yılları arasında
yapılmıştır.Bu savaşta Garp (Batı) cephesinde Yunanlılarla, Şark (Doğu)
cephesinde Ermenilerle, Güney cephesinde Fransızlarla savaştık.İtalyanlar Konya
ve Antalya çevresini işgal etmişlerdi.İngilizler İstanbul'u işgal etmişler,
Samsun'a da asker çıkarmışlardı.
İstiklal Harbinde yapılan savaşların
isimleri sırasıyla şöyledir:
1.I.İnönü savaşı 6-10 Ocak 1921
2.II. İnönü savaşı 23 Mart - 1 Nisan 1921
3.Kütahya - Eskişehir Muharebeleri 10
Temmuz- 24 Temmuz 1921
4.Sakarya savaşı 23Ağustos -13 Eylül 1921
5.Büyük Taarruz Başkumandanlık Meydan
Muharebesi 26 Ağustos -18 Eylül 1922
ADI
|
BABA ADI
|
LAKÂBI
|
KÖYÜ
|
DOĞUM YILI
|
ŞEHİT OLDUĞU TARİH
|
ŞEHİT OLDUĞU YER
|
SAVAŞTIĞI CEPHE
|
AHMET
|
SALİH
|
ALİ OĞULLARI
|
ALAÇAM
|
1890
|
27/08/1338
|
ÇİĞİLTEPE HARBİ
|
GARP CEPHESİ
|
BAYRAM
|
ALİ
|
TARAK OĞULLARI
|
ALAÇAM
|
1898
|
16/08/1338
|
BANDIRMA HARBİ
|
GARP CEPHESİ
|
MEHMET
|
SÜLEYMAN
|
KARGA OĞULLARI
|
AKGÜNEY
|
1893
|
21/07/1337
|
SEYİTGAZİ HARBİ
|
GARP CEPHESİ
|
ŞAKİR
|
ARİF
|
KELEŞ OĞULLARI
|
KARAÇUKUR
|
1896
|
02/09/1337
|
MEZAR TEPEDE
|
GARP CEPHESİ
|
ALİ
|
HÜSEYİN
|
KARAOSMAN OĞULLARI
|
PELİTBÜKÜ
|
30/08/1337
|
ÇALTEPEDE
|
GARP CEPHESİ
|
|
HÜSEYİN
|
OSMAN
|
MADEN OĞULLARI
|
PELİTBÜKÜ
|
1899
|
16/07/1337
|
DUAKÖY HATTINDA
|
GARP CEPHESİ
|
OSMAN
|
SÜLEYMAN
|
PELİTBÜKÜ
|
1900
|
03/11/1337
|
MAHMUDİYE HASTAHANESİ
|
GARP CEPHESİ
|
|
ALİ
|
HÜSEYİN
|
TUĞNAN OĞULLARI
|
TAŞKELİK
|
1898
|
29/08/1337
|
ÇALDAĞI MUHAREBESİ
|
GARP CEPHESİ
|
ŞEFİK
|
AHMET
|
KARAALİ OĞULLARI
|
TAŞKELİK
|
1896
|
00/10/1335
|
MEYDAN-I HARPDE
|
|
HASAN
|
ÖMER
|
ALİAĞA OĞULLARI
|
TOPLU
|
1897
|
25/08/1337
|
TOPUZOĞLU HARBİ
|
|
ALİ
|
HASAN
|
ÇORKUN OĞULLARI
|
YUKARIKOÇLU
|
1892
|
26/08/1338
|
HANKIL MAH.
|
|
MEHMET
|
ALİ
|
YUKARIELMA
|
1897
|
29/08/1338
|
KOCAELİ 1.ORDU HASTAHANESİ
|
GARP CEPHESİ
|
*Kaynak:http://www.msb.gov.tr/arsiv/phpscr/Sehitler.php
Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı
kitabından bir bölüm
''ALLAHA ISMARLADIK
...
Bir
sabah kumandanın odasına girdiğim zaman (Cemal Paşa), gözlerinin ağlamaktan
yorulmuş olduğunu gördüm: Kudüs İngilizlerin elinde idi.
Oradaki
son Türklerin nasıl kahramanca vuruştuklarını masanın üstünden aldığım şifreli
telgraftan okudum. Kudüsü İsrailoğulları gibi bırakmadık. Türkler gibi
bıraktık.Nebi Samoil üstünden Müslüman veya Hıristiyan mabetlere doğru inenler,
Türklerin son gününü hatırlıyacaklardır.
Karargah
içinde: “Kudüs düştü!” sözü ölüm haberi gibi yayıldı. Daha şimdiden Beyrut’a,
Şam’a, Haleb’e göz yaşlarımızı hazırlamak lazımdı.
Artık
yalnız Anadolu’yu ve İstanbul’u düşünüyorduk. İmparatorluğa, onun bütün
rüyalarına ve hayallerine Allahaısmarladık!.
Zeytindağı’nın
çamları arasından, güneşi hiç sönmiyecek, hiç akşam gölgesi görmiyecek gibi
bakan Lut çukuru, şimdi bütün İmparatorluğu, içine çeken bir mezar gibi
genişleyip derinleşiyor.
Eşyam
ve kağıtlarımı bavuluma yerleştiriyorum. Artık Şam’dan ayrılıyoruz. Cemal Paşa
İstanbul’da istifa edecektir.
Tren
giderken iki tarafımızda Suriye ve Lübnan’ı sanki safra gibi
boşlatıyoruz.
kendimizi
Anadolu köylerinin arasında Kudüs’süz, Şam’sız, Lübnan’sız, Beyrut’suz ve
Haleb’siz, öz can ve öz ocak kaygısına boğulmuş, öyle perişan bulacağız.
Kumandanım
harap Anadolu topraklarını gördükçe:
-Keşke
vazifem buralarda olsaydı, diyor.Keşke vazifesi oralarda olsaydı. Keşke o altın
sağnağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terk edilmiş vatan parçası
üstünden geçseydi!-Eğer kalırsam, diyor; bütün emelim Anadolu’da çalışmaktır.
Eğer
kalırsa, eğer bırakılırsa..Anadolu hepimize hınç, şüphe ve güvensizlikle
bakıyor. Yüzbinlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya,
şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz. İstasyonda bir kadın durmuş,
gelene geçene:
-Benim
Ahmed’i gördünüz mü? diyor.
Hangi
Ahmed’i? Yüz bin Ahmed’in hangisini?
Yırtık
basmasının altından kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun, İstanbul yolunun
aksini gösteriyor:
-Bu
tarafa gitmişti, diyor.
O
tarafa ? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı Bağdad’a mı?
Ahmed’ini
buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepsinden
kurtulmuşsa, Ahmed’ini görsen ona da soracaksın:
-Ahmed’imi
gördün mü?
Hayır..
Hiçbirimiz Ahmed’ini görmedik. Fakat Ahmed’in herşeyi gördü. Allah’ın
Muhammed’e bile anlatamadığı cehennemi gördü.
Şimdi
Anadolu’ya, batı’dan, doğu’dan, sağdan, soldan bütün rüzgarlar bozgun
haykırışarak esiyor. Anadolu demiryoluna, şoseye, han ve çeşme başlarına inip
çömelmiş oğlunu arıyor.
Vagonlar,
arabalar, kamyonlar, hepsi, ondan, Anadolu’dan utanır gibi, hepsi İstanbul’a
doğru, perdelerini kapamış, gizli ve çabuk geçiyor.
Anadolu
Ahmed’ini soruyor. Ahmed, o daha dün bir kurşun istifinden daha ucuzlaşan
Ahmed, şimdi onun pahasını, kanadını kısmış, tırnaklarını büzmüş, bize dimdik
bakan ana kartalın gözlerinde okuyoruz.
Ahmed’i
ne için harcadığımızı bir söyliyebilsek, onunla ne kazandığımzı bir anaya
anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek… Fakat biz Ahmed’i kumarda
kaybettik..''
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)